30 Ocak 2012 Pazartesi

Ortalama sosyal medya oyuncusu: 43 yaşında, kadın, evli, çocuklu, çalışıyor

SOSYAL MEDYADA OYUN
OYNAYANLARIN ORTALAMA PROFİLİ NEDİR?
Sorunun cevabını merak edenler için yanıt Flowtown'dan geldi. Cinsiyet, yaş, aile durumu, eğitim, gelir durumu, istihdam ve daha fazlasını değerlendiren Flowtown bir rapor yayınladı. Bu raporda ençok oynanan oyunlar, hangi bilgisayardan oynandığı vb. bilgilerin yanısıra "social gamer" denilen kişinin ortalama profilini de bulmak mümkün.

Rapora göre ortalama bir sosyal oyuncu 43 yaşında, kadın, evli ve çocuklu, tam zamanlı bir işe sahip. Bunların yüzde 67'si aynı zamanda video ve konsol oyunlarına da düşkün.

Sosyal oyuncuların yüzde 54'ü kadın, yüzde 46'sı erkek. Yüzde 28'i bekar, Yüzde 29'u evli. Yüzde 43'ü eğitimli aynı zamanda yüzde 41'i tam zamanlı bir işte çalışıyor. Neden sosyal oyunları tercih ediyorsunuz sorusuna ise yüzde 59 'arkadaşça, dostça rekabet olduğu için' yanıtını vermiş.
 

29 Ocak 2012 Pazar

Mükemmele ulaşmaya çalışırken hata yapmaktan çekinmeyin

Kusursuza ulaşma çabasıdır mükemmeliyetçilik.

Sanat dünyasında mükemmeliyetçi tarzların sembolü olmuş kişiler vardır. Mesela sinemada Stanley Kubrick. Birçok sinema eleştirmeni Kubrick'in mükemmeliyetçiliğini "takıntı" olarak yorumlamıştır. Ama o tarz onu sinema tarihinin en unutulmaz yönetmenleri arasına kısa sürede taşımıştır.

Peki iş dünyasında mükemmeliyetçi olmak istiyorsak ne yapmalıyız? Bunun yanıtını bugünlerde benim takıntım haline gelen Paul Arden veriyor.  'Mükemmel olmanın yolları mı?' diyor Arden ve devam ediyor:
  • Önce yapabileceğinden çok fazlasını hedefle.
  • Hayalini gerçek olmak istediğin yere kur.
  • Övgü bekleme eleştiri kovala.
  • Yürürken meydana gelen tüm hataları üstlen.
  • Fikir saklama. Fikirler herkesindir onların üzerinde hak iddia etme.
  • Sonraki fırsatı bekleme, asıl fırsat şu an elinde. Hemen harekete geç.
  • Olumluları abart, olumsuzları ele.
  • Zekanı iletişimin önüne geçirme.
  • Tutamayacağın sözler verme.
  • Müşterinin amacını bil.
  • Önce müşterinin istediği gibi yap, sonra istediğin gibi.
  • Hayır cevabını kabul etme.
  • Yapılamayacağı yap, yapmazsan var olmaz.
  • Hata yapmaktan, yanılmaktan korkma.
  • Doğrucu olmak sıkıcıdır, yanlıştır.
  • Saçma fikirlerden korkma.
  • Kartlarını doğru oyna.
  • Bildiklerinin önemi yok, önemli olan tanıdıkların.
  • Fazla konuşma, show yap.
  • Kovulmak kariyerindeki en önemli adım olabilir.

27 Ocak 2012 Cuma

2012 reklam yatırımlarıyla ilgili öne çıkan noktalar

Reklam Ufukları Araştırması her yıl Aralık ayında o yılın en büyük 100 reklamveren şirketinin medya ve pazarlama yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşir. Yöneticilere sorduğum dört soruyla bir sonraki yılki reklam yatırımları hakkında bilgi alırım. Bizzat benim yürüttüğüm bir araştırmadır. Bu yıl 100 reklamverenin 70 tanesi sorulara yanıt verdi.

2012 yılı reklam yatırımları için öne çıkan birkaç noktayı şöyle özetleyebilirim: 
  • 2011 yılında büyük 100 reklamverenin reklam harcaması toplam reklam yatırımlarının yüzde 75.08’ini oluşturmuş.
  • Bu yıl seçimler nedeniyle yaptığı yoğun reklamlarla 56.sırada yer alan AK Parti'nin 2012'de seçim olmayacağı için ilk 100 reklamveren arasında yer alması beklenmiyor.
  • En büyük 100 reklamveren arasında yer alan üç GSM operatörü 2012'de yatırımlarını arttırarak devam edecekler. 2011'de reklam yatırımını en fazla artıran marka Avea olmuş. Sekizinci sıradan beşinci sıraya yükselmiş.
  • 2011'de reklam yatırımlarını en çok artıran markalardan birisi de TTNET olmuş.On üçüncü sıradan yedinci sıraya yükselmiş. 
  • 2011'de en büyük 100 reklamveren arasında yer alan üç inşaat şirketinin bir tanesi yatırımlarını artırarak devam edecek. Diğer ikisi projeleri tamamlandığı için 2012'de hiç reklam yapmayacak.
  • 2012’de iki mecra paylarını artırarak yoluna devam edecek: Televizyon ve dijital.
  • Gazete ve outdoor reklam yatırımlarında düşüş olabilir.
  • Dergi, sinema ve radyo az da olsa küçülerek yollarına devam edecekler.
Yazının tamamını okumak isteyenler için link: http://www.mediacatonline.com/Home/YazarDetay?haberid=54032

15 Ocak 2012 Pazar

Ne kadar iyi olduğun değil, ne kadar iyi olmak istediğin önemli

Efsanevi Yaratıcı Yönetmen Paul Arden ünlü reklam ajansı Saatchi&Saatchi'de tam 15 yıl çalıştı. Sonra kendi film şirketi Arden Sutherland-Dodd'un başına geçti. Arden, Nisan 2008'de hayata veda ettiğinde ardında birçok başarılı reklam çalışmasının yanı sıra reklamcılık alanında birçok kitap bıraktı.

"Whatever You Think, Think The Opposite" and "It's Not How Good You Are, It's How Good You Want To Be" en önemli iki kitabıdır.

"Arden, Mesele Ne Kadar İyi Olduğun Değil, Ne Kadar İyi Olmak İstediğindir" kitabına şu cümleyle başlar:

"Zengin ve güçlü insanların hemen hiçbiri dikkat çekecek kadar yetenekli, eğitimli ya da çekici değildir. Onlar zengin ve güçlü olmak istedikleri için zengin ve güçlü olurlar."

Ve devam eder Paul Arden: "Nerede ya da kim olmak istediğini bilmek sahip olduğun en büyük değerdir. Bir amaç yoksa başarmak zordur."

Saatchi&Saatchi 1991'den bu yana her yıl Cannes Lions Yaratıcılık Festivali'nde gerçekleştirdiği ve festivalin en çok ilgi gören bülümü ünlü 'New Directors Showcase'de ilk yılında ve sonraki uzun yıllar boyunca Paul Arden sunmuştu. Daha sonra sunuculuğu Saatchi&Saatchi global kreatif direktörü Bob Isherwood'a bırakmıştı.

Paul Arden hayata veda ettikten iki yıl sonra 2010'da Cannes'da yine karşımıza çıkmıştı ve hepimizi çok şaşırtan bir açılış konuşması yapmıştı. Bir hologram şeklinde sahnede beliren Paul Arden açılış konuşmasına şu sözlerle başlamıştı: "Burada olmaktan biraz şaşkınım ancak ben olmasam bile şovun hala yaşıyor olması çok iyi."

'YETENEK İŞE YARAR AMA HIRS KADAR İLERİ GÖTÜRMEZ'

Arden kitaplarında yaratıcı insanın sürekli isyan edecek bir şey aradığını söyler. Bunun nedenini şöyle açıklar: "Yaratıcı insanların yaşamını heyecanlı kılan bu isyandır." Müşterilerin hayatını ise bu yaratıcı insanların heyecanlandırdığını belirtir.

Herkesin işinde iyi olmak istediğini söyleyen Arden, "Önemli olan ise ne kadar iyi olduğun değil, ne kadar iyi olmak istediğindir." der. Yeteneğin işe yaradığını ama hırs kadar ileri götürmediğini belirtir. Ulaşılmaza ulaşabilmenin mümkün olduğunu söyleyen Ardan, önce insanın yapabileceğinden daha fazlasını hedeflemesi gerektiğini belirtir. Sonra da hayalini gerçek olmak istediğin yere kur der.

Buna en iyi örneklerden birinin Victoria Beckham olduğunu belirtir Arden. Victoria gençliğinde İngiltere'de en çok satan Persilmatik kadar ünlü olmak istediğini söylemiştir. Arden, bunun çok ilginç bir şey olduğunu ve Victoria'nın son derece orijinal bir hayal gücüne sahip olduğunu belirtir. O'na göre Victoria Beckham'ı bugün bulunduğu noktaya işte bu hayal gücü taşımıştır.

Kaynak: It's Not How Good You Are, It's How Good You Want To Be

12 Ocak 2012 Perşembe

2011'de en büyük viral etki yaratan 10 reklam filmi

Geçtiğimiz günlerde Creativitiy dergisi 2011'de en yüksek viral etkiyi yaratan reklam ajanslarını açıkladı. İlk sırada Wieden & Kenedy, Portland'ın yer aldığı listede geçtiğimiz yılın en çok izlenen 10 online reklam filmi şöyle:

1. New Old Spice Guy Fabio
2011'de en çok seyredilen viral reklamlarda ilk sırada Wieden & Kennedy, Portland tarafından hazırlanan ve 191,361,089 kez izlenen New Old Spice Guy Fabio var.


2. Imported from Detroit
Chrysler için Super Bowl için çekilmiş Imported from Detroit reklamı 190 milyon kez seyredilmiş. Reklam, Deutsch Los Angeles ajansına ait.





3. The Force
Deutsch, L.A., aynı zamanda Volkswagen için hazırladığı , The Force reklamı ise  90,238,873 kez izlenerek üçüncü sırada yer alıyor. Ajans her iki filmi de Super Bowl için hazıramıştı.


4. Pug Attack
Goodby, Silverstein & Partners tarafından Super Bowl için hazırlanan Doritos'un Pug Attack adlı reklamı ise online olarak 85,036,550 kez seyredilldi.


5. Introducing the iPhone 4S.
Başından bu yana Apple'ın ajansı olan TBWA/Media Arts Lab tarafından Apple için hazırlanan Introducing the iPhone 4S. reklamı ise 62,952,509 kez izlendi.


6. Baby Inside
BETC EuroRSCG ajansının Evian için  hazırladığı Baby Inside reklamı ise altıncı sırada yer aldı. Reklam online olarak 58,245,849 izlendi.


7. Royal Wedding
T-Mobile için hazırlanmış Royal Wedding isimli reklam 47,944,113 kez seyredilerek yedinci sıraya yerleşti. Reklamı Saatchi & Saatchi London hazırlamıştı.



8. Ozzy vs. Bieber
Sekizinci sırada Crispin Porter + Bogusky tarafından Best Buy için hazırlanan Ozzy vs. Bieber isimli reklam var. Reklam 37,268,173 kez izlendi.


9. The Web Is What You Make Of It
BBH London tarafından Google Chrome için hazırlanan The Web Is What You Make Of It reklamı ise 35,316,555 kez izlendi. Reklamda Lady Gaga rol almıştı.



10. The Entrance
Wieden + Kennedy Amsterdam tarafından Heineken için hazırlanan The Entrance isimli reklam filmi ise 29,465,114 kez izlenerek onuncu sıraya yerleşti.


Kaynak: Creativity

9 Ocak 2012 Pazartesi

Online Video alanı için 2012'de 5 önemli trend

Dünyanın önemli online video şirketlerinden VINDICO'nun İngiltere Başkanı James Grant geçtiğimiz günlerde online video alanında 2012'de üst sıralarda yer alacak 5 trendle ilgili bir makale yazdı.

James Grant bu 5 trendin 2012 yılı boyunca gündemde kalacağını belirtiyor. İlk sırada her alanda ve her zaman olduğu gibi "değerli içerik" yer alıyor. İşte Grant imzalı 5 trend:

DEĞERLİ İÇERİK
YouTube bu trendi erken yakalamış ve online video alanında önemli bir varlık göstermiş olsa da, insanlar hala belirli bir kalitenin üzerinde videolar izlemek istiyorlar. Bu da bu yıl başka yayıncıların bu alana girmesi, video alanında yeni iş modelleri geliştirmesi için önemli bir fırsat. 2012'de yeni yayıncıları online video alanında göreceğiz.

TEKNOLOJİ VE FORMAT
Şu anda Channel4 ve YouTube'un internet üzerindeki var olan video formatlarının yanı sıra 2012'de çeşitli ajanslar ve yayıncılar daha yaratıcı video formatları deneyecekler ve bunların sonuçlarını gözlemlemeye çalışacaklar.

KONSOLİDASYON
Online video alanında birçok oyuncu var. Herkes bu pastadan pay almaya çalışıyor, fakat ortada herkese yetecek bir pastanın olduğunu söylemek çok zor. 2012'de bu alanda bir konsolidasyona gidilmesini bekliyoruz. WPP'nin Panache örneği buna iyi bir başlangıç oldu.

ÖLÇÜMLEME
Video alanında ölçümlemenin yeterince iyi olduğunu söyleyemeyiz. Ancak iyi olan bunun değişmesi, daha iyileştirilmesi için oyuncuların görüş birliğine varmış olması. 2012 ölçümlemenin detaylarının tartışıldığı, ölçümlemenin iyileştirilmeye çalışıldığı bir yıl olacak.

BAĞLANTILI TV
Mevcut veriler, İngiltere'de hanelerin yaklaşık yüzde 10'unun Connected TV sahibi olduğunu gösteriyor. İngiltere'de önümüzdeki 12 ay içinde bu oran ikiye katlanacak. Bunun için 3 neden var:

1 - Olimpiyatlar: İstatistiklere göre TV satışları şimdiye kadar büyük olaylar sırasında artmış. 2012 Olimpiyatları, Birleşik Krallık'ta TV satışlarının en üst düzeyde olacağının en büyük garantisidir.

2 - Apple. Söylenti olmaktan çıktı artık. Apple bir TV ekranı yapacak ve piyasayı yine sarsacak. İnsanlar ihtiyacı olsa da olmasa da bu ekranı alacak.

3 - Fiyat. TV üretim maliyetleri git gide azalıyor. TV üreticileri Apple piyasaya girmeden alabilecekleri maksimum payı almak istiyorlar. Tüketiciler daha indirimli TV sahibi olabilecekler.

Kaynak: Brand Republic, The Wall

8 Ocak 2012 Pazar

Vegas'ta konuşulan Vegas'ta kalmasın!

WOMMA (Word of Mouth Marketing Association) tarafından her yıl düzenlenen “WOMMA Summit” geçen yıl Kasım ayında Las Vegas Cosmopolitan Otel'de gerçekleştirilmişti.

Bu blogun takipçileri hatırlayacaktır, LasVegas’ın en yeni otellerinden olan Cosmopolitan, bu yıl Cannes Lions Yaratıcılık Festivali’nde ‘Design Lions’ kategorisinin büyük ödülünü kazanmıştı.

KONUŞTURAN MARKALAR
‘Sıra Konuşturan Markalarda’ temasıyla düzenlenen zirvede, ‘konuşturan marka’ olmanın markalar için artık hayati bir nitelik olduğu ana fikri üzerinde tartışmalar yapıldı. Üç gün süren oturumlarda dünyanın farklı pazarlarından gelen pazarlama uzmanları, tüketicilerin markaları daha çok konuşmalarını sağlamanın yollarını tartıştı. Sosyal medya kullanarak buzz yaratmayı başarmış vakaların öyküleri paylaşıldı.

Konferansta söz alan konuşmacılar ve marka yöneticileri ‘konuşturan marka’ olabilmek için tüketiciye bir kerelik deneyimler yaşatmanın yeterli olmadığını, sürekli deneyim yaşatabilmek gerektiğini belirttiler. Tüketici ancak sürekli deneyim yaşayabildiği markaları konuşmaya değer görüyor, onu seviyor ve network’ündeki insanlara o markadan –çoğunlukla- olumlu bahsediyor.

Ağızdan ağıza pazarlamanın yeni eğilimleri ile yeni araştırma bulguları ve yöntemleri de zirvede konuşulan önemli başlıklardı. Anlatılan çok sayıda araştırma, tavsiyenin –özellikle aile ve arkadaşlar tarafından yapılan- tüketiciler için hâlâ en önemli karar alma nedeni olduğunu ortaya koyuyordu.

KONUŞTURAN MARKA OLMANIN 5 KRİTERİ
Konferansın açılış konuşmasını yapan WOMMA Dönem Başkanı Rod Brooks ‘konuşturan marka’ olmak için minimum 5 kriter gerektiğini belirtti:

1. Güvenilirlik
2. Özgünlük
3. Tüketiciye saygı
4. Şeffaflık
5. Sosyal marka olmak.

Brooks’a göre sosyal markalar, kolay paylaşılabilir hikayeler yaratabilme becerisi olan markalar.


30 SANİYEYİ UNUTUN, 9 SANİYEDE YAPIN NE YAPACAKSANIZ!
WOMMA zirvesinde ana konuşmacı olarak kürsüye çıkan Sally Hogshead, araştırmalara göre günümüzde insanları etkileme süresinin 9 saniyeye düştüğünü söyledi. Bireysel olarak ilk kez tanıştığınız birini etkilemek için 9 saniye… Bir televizyon programında sunucuyu ve/veya izleyiciyi etkileyebilmek için 9 saniye... Bir reklam kuşağında hedef kitleyi etkileyebilmek için 9 saniye... İlk 9 saniyede hedefinizi etkileyebiliyorsanız, başarıyorsunuz. Eğer 9 saniyede muhatabınızı etkilemeyi bilmiyorsanız vay halinize!

Hogshead müşterilerinizi etkilemek, ikna etmek için 9 saniyede ne yapacaksanız yapın, yapamıyorsanız boşuna çaba ve para sarf etmeyin diyor. Bu doğrultuda Hogshead, markalara, hedef kitlelerini yakalayabilecek en iyi ortamı seçmeyi ve ilk 9 saniyeye odaklanmalarını öneriyor.

‘SOSYAL ALIŞVERİŞ’ ÇOK GÜÇLÜ GELİYOR
İşte bu noktada sosyal medya devreye giriyor. Ağızdan ağıza pazarlamanın da yeni yıldızı sosyal medya. Sosyal medyanın dünyada etkisini kanıtladığı son birkaç yılda pazarlama dünyasının gündemine de ‘sosyal’ ile başlayan birçok kelime girdi. Üç günlük zirvede gördüğüm kadarıyla, dünyanın önde gelen pazarlamacıları, bir yandan sosyal medya kavramını özümsemeye çalışırlarken, diğer yandan bu kavramın içinden çıkan yeni kavramlarla da tanışmak zorunda kalıyorlar: Sosyal shopping, sosyal iş, sosyal müşteri, sosyal marka...
Görünen o ki, geleceğin tüketicilerine ulaşmak sosyal medya ile daha kolay olacak. Çünkü tüketiciler, bilgi almak için, eğlenmek için, iletişim kurmak için ve network oluşturmak için sosyal medyayı her geçen gün daha fazla kullanıyor olacaklar.

Çoğumuza uzak bir gelecekten söz ediliyormuş gibi gelebilir. Ama burada sözü edilen gelecek aslında şu anda yaşanan zamandan başka bir şey değil. Çünkü yarın değil tam şu anda, sosyal medya kullanıcılarının yüzde 61’i şirketler ve markalar kendileriyle interaktif bir iletişim kurduklarında, şirketler ve markalarla daha güçlü bir bağ kurduklarını söylüyor. Ve bu kişilerin yüzde 46’sı, şirketlerin ve markaların sosyal ağları kullanarak geri bildirim yaptıklarına ve tüketicilerin problemlerini bu yolla çözdüklerine inanıyorlar.

MOBİLİN YÜKSELEN GÜCÜ
WOMMA zirvesinde aktarılan araştırmaların ortaya koyduğu bir başka önemli bulgu, geleceğin önemli ölçüde mobilde olduğunu gösteriyor. Bu araştırmalardan çıkan o ki, şirketler ve markalar ya yeteneklerini mobile entegre ederek başarılı olabilecekler ya da sonun başlangıcı evresine girmiş olacaklar.

Örneğin ABD tüketicilerini yüzde 48’i bugün itibariyle akıllı telefon kullanıyor. 2012’ye girildiğinde ise ABD’li tüketicilerin çoğunluğu akıllı telefon sahibi olacak. Bu tüketiciler, sadece birbirleriyle konuşmak veya haber sitelerinde olan biteni anlamak için kullanmıyorlar ellerindeki cihazları. Bu cihazlarla aynı zamanda, mağaza ya da marketlerde ürünlerin fotoğraflarını çekiyor, bunları tanıdıklarına göndererek onay alıyor veya marka ve ürün tavsiye ediyor, WOMM yapıyor. Belki de bu yüzden bugünün ‘konuşturan marka’ları daha çok sosyal medya tabanlı iken, yarının ‘konuşturan marka’ları daha çok mobil tabanlı olacak.

Kaynak: MediaCat Aralık, 2011

4 Ocak 2012 Çarşamba

2011'de en çok hangi markaları sevdik?

TÜRKİYE'NİN LOVEMARK'LARI
MediaCat dört yıldır Türkiye’nin Lovemark’ları araştırmasını yapıyor.

Lovemarks araştırmasında amaç Türk tüketicisinin tüketicisinin aşkla bağlı olduğu markaları belirlemek. Araştırma bu yıl Ipsos KMG işbirliği ile 22 kategoride gerçekleştirildi. Araştırmada tüketicilere belirli kategorilerde ‘en sevdiği marka’ soruldu.

LİDER: NOKİA
2007 yılından bu yana Türk tüketicisinin Lovemark’ları araştırmasında liderliği Nokia diğerlerine bırakmıyor. 2007’de yüzde 84’lük oranla en sevilen marka olan Nokia, bu yıl yüzde 67’lik bir oranla yine birinciliğini korudu.

LOVEMARKS 2011
Lovemark 2011 araştırması 30 Mayıs – 24 Haziran 2011 tarihleri arasında Ipsos KMG işbirliğinde gerçekleştirildi ve Türkiye’yi temsil eden 12 ilde, 15-55 yaş aralığındaki kadın-erkek bin 153 kişi ile görüşülerek elde edilen veriler bilgisayar destekli telefon görüşmeleri tekniği (CATI) ile derlendi.

Bu yıl geçmiş yıllarda olduğu gibi Türk tüketicisinin tutkuyla bağlandığı, en sevdiği marka yine  Nokia olurken ikinci sırada Türk Hava Yolları yer aldı. Turkcell ise %57'lik bir oranla en sevilen markalar sıralamasında 3. oldu.

EN SEVİLEN 10 MARKA
01. Nokia
02. THY
03. Turkcell
04. TTNET
05. Arçelik
06. Coca-Cola
07. İstikbal Mobilya
08. Kanal D
09. Omo
10. Casper Bilgisayar

Kaynak: MediaCat Ağustos 2011